Bir Hikaye
“Evvel zaman içinde kalbur saman
içinde…”Hop bekle ,çok klişe oldu ,şöyle başlayalım :”Bir öğle arasında Araf’ta
bir elektrik direğinin altında çevirmen ile kaldırım mühendisi konuşur ,çevirmen
başlar;
-Abi ,sen kaldırım mühendisisin ;hem
de Araf’ta ne yapıyorsun sen? ”Kaldırım mühendisini gerçek anlamda kullanmadım ,fark
etmişsinizdir .Neyse biz devam edelim. “Kaldırım mühendisi cevap verir;
-Kardeş ,biz 2023 yılını bekliyoruz
Araf’ı borla kaplayacağız.
Çevirmen:
-Vay hadi oradan adamım ciddi misin ,diyerek
sohbeti bitirir ve ayrılırlar.
Çevirmen bir süre yürüdükten sonra
karnı acıkır ve telepatik olarak ejderhasını çağırır .Ejderhasıyla birlikte
yemek yemeye Zeplin Restoran’a giden çevirmen Zeplin Restoran’da güzelce
yemeğini yer ve ejderhasıyla birlikte takılmaya devam ederler .Aniden önlerine
uçan eşek sürüsü çıkar ve çevirmen ejderhasının kontrolünü kaybeder ardından da
ejderhasından düşer .Hızla yere doğru düşen çevirmen paniğe kapılır ;ama
sonradan Araf’ta “yer” denen şeyin olmadığı aklına gelir ve daha da çok paniğe
kapılır çünkü sonsuza kadar düşmeye devam edeceklerdir. “Bu arada “yer” denen
şey yoksa kaldırım mühendisi ve çevirmen nerede konuşuyorlardı? Hemen cevap
veriyim ben de bilmiyorum! Ama şöyle bir şey uyduralım ,küçük adacıklar varmış ,Araf’ta
insanlar onun üzerinde yaşıyorlarmış falan filan .Neyse biz devam edelim. “Çevirmen
düşerken Zeplin Restoran’da sigara içen bir garson çevirmeni düşerken görür ve
hemen kapatana haber verir: “Sigara zararlıdır sakın içmeyin ve bu da kamu
spotudur.”
Hızla Zeplin Restoran’ın kaptanına doğru koşan garson ve daha da hızlı
düşmeye devam eden çevirmen ,bundan iyi sözler oluşturulur aslında .Tamam biz
hikayeye devam edelim. “Garson kaptana çevirmenin düştüğünü söyler ve kaptan
hemencecik dümenini döndürür ve çevirmeni düşmekten kurtarır . Çevirmen saçları
diken diken olmuş bir şekilde kaptana teşekkür eder. Çevirmen :İstediğiniz ne
varsa benden dileyin, der.”Sanki Alaaddin’in sihirli lambası ya! Arada böyle
hikayeye giriyorum; ama kusura bakmayın hadi hikayeye dönelim. “Çevirmen; garson ve kaptana karşı öyle bir
şey deyince garson ve kaptan birbirlerine bakarak gülümsediler ve çevirmenin
üstüne doğru yürümeye başlarlar. Çevirmen de onlar ne kadar yürürse korkusu da
bir o kadar arttı. Garson ve kaptan; çevirmenin burnunun ucuna geldiklerinde:
Hayır istediğimiz bir şey yok,deyip çevirmeni evine bıraktılar.
Evine giden çevirmen çok yorulmuştur
ve ejderhasının yasını tutmaktadır çünkü ejderhası kaybolmuştur; ama çevirmen
ejderhasının geri geleceğini biliyordur. Bir bardak su içtikten sonra yatağına
yatan çevirmen gözlerini kapadığı an Dünya’da uyanır ve işine gider.” Evet,
beyninizi yaktım ama çok değişik bir hikayeydi hadi benim de uykum geldi, iyi
geceler.
Orhan Emre DAYI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder